Sabahın gün ağarımın da,
Henüz kuşların uyanmadığı bir vakitte,
Hayalin yansır,
Buğulanmış penceremin camında.
Kulaklarımda tatlı bir ses derinden ... MERHABA.
Senle uyanmak isterim de, her yeni güne;
Elimde geceden kalma hüzünlerim var yine.
Lakin çok sürmez, içten bir tebessümle,
İçtiğim çayı yudumlayarak, günaydın derim kendime.
Ne zamandır hep böyle,
Tarifi olmayan hisler var içimde.
Uyanıyorum, uykumu bölen,
Beni yakıp, kavuran ateşlerle.
Yanan bedenim değil, sanki anılarım;
Geçmişe gizlediğim,
Hapsettiğim bir yerlerde.
Yüzleşmenin vakti geldi, bu kara talihimle.
Bunca yıl çektiğim bu acılar niye,
Kalmasın cevapsız bir şey mazide.
Bu belki küflenmiş raflar arasında bir bilmece,
Bundan sonra umurumda değil, gülmek istiyorum sadece.
Kanatlarımı açıp ağaran mor bulutlara,
Uçacağım hayalimde ki o bilinmez diyara.
Şimdi bakın, ayaklarımın üzerindeyim;
Artık kimse, kıramaz beni bir daha.