?

   
 
  Pala Mustafa
 

:: YALNIZ ADAM (PALA MUSTAFA)
(Bu hikayedeki "Pala Mustafa" karakteri sadece bir uyarlamadır.)

Bir kaç gün önce bir parkın köşesinde,
Herkesten uzak kuytu bir yerinde,
Oturmuş düşünürken kendi kendime,
Bir yanlız adam ilişti gözüme. 

Bir elinde kaçak tütün sigarası;
Bir elinde kırmızı çubuk şarabı. 
Yaşamaktan bıkmış, belli kalbi yaralı.
Dünya yansa, yanmayacak bir kalbur samanı. 

Düşündüm bir anda istemeden olsun o adamı,
Sebeb neydi zehredecek ona bu hayatı?
Neden çoktu! İflas mı, kumar mı, yoksa bir kadın mı?

Merakya bendeki, yaklaştım yanına,
Bembeyaz aklar düşmüştü saçına.
Belli çok dertler gelmiş bu güne kadar başına. 

Ben sormadan o anladı merakımı, 
"Gel otur" dedi "anlatayım hayatımı".

Bir zamanlar yiğit bir delikanlı vardı, 
Başında simsiyah saçları, kaytan gibi bıyıkları, 
Yürürken sokakları sarsardı adımları. 
Dört bir yanda duyulmuştu şanı. 
Dostlar arasında Pala Mustafa'ydı adı;
İşte o Pala Mustafa, karşında ki bu adamdı. 

Hayatı boyunca bir büyük hata yaptı,
Tertemiz kalbini bir zalime kaptrıdı.
Zalim onunla bir zaman oyuncak gibi oynadı;
Sonra sıkılınca canı,
Bir avuç toprak gibi alıp bir kenara fırlattı. 

Her şeye gücü yeten Mustafa'nın buna gücü yetmedi.
Olacak iş miydi bir kadına yenilmek?
Ar etti, gurur yaptı; canı gibi sevdiği,
İsteseydi canını verebileceği bu insafsızı, 
dayanamayıp bir kurşun ile tam alnının ortasından vurup,
olduğu yere devirdi. 
Onu mezara, kendini hapse gönderdi. 

Yapılan duruşmada ömür boyu hapsi istendi,
Sonra hafiflendirici sebebler ve iyi halden 16 yıla indirildi.
Ve o loş karanlıktaki dört duvar arasında ki koğuşa girdi.

Geçen yıllar Mustafa'nın gencliğini çaldı,
Gücünü yıprattı, benliğini kendine güvenini aldı.
Her geçen gün onu ağır ağır biraz daha yıktı. 
Yıllar gecti 16 yıl doldu...
Mustafa harap bir durumda, dört duvar arasından gün yüzüne çıktı. 
Zaman çok geçmiş, devirse değişmişti. 
Şimdi ki ortam ona tamamen yabancıydı, 
Ortama bir türlü ayak uyduramadı. 
Uğraştı, çalıştı, çabaladı ....
Becerip bir baltaya sap olamadı. 
Devamlı bulunduğu çevreden dışlandı.
Bir zaman sonra,
bu haksızlıklara dayanamayıp içki şişesine sarıldı. 
Her şişenin dibinde bir teselli aradı. 
Bu hayatta yaptığı ikinci hataydı. 
Ama bir türlü farkına varamadı. 
Günden güne düşüp durdu, yıkıldı.
Bugünse parasızlıktan ve sefillikten şaraba kaldı. 

İşte Pala Mustafa'nın hayatı.
Geçmişle bugünün en büyük farkı, 
Pala Mustafa'nın lakabı. 
Bir zamanlar Pala Mustafa'ydı, 
Şimdiyse adı yine Mustafa ancak,
Lakabı "berduş şarapcı". dedi ve sustu. 

Sonra farkına vardım bir an, 
Kan çanağı gibi şişmiş gözleri yaşardı.
Belki bugün yaptıklarından pişmandı, 
Ancak zamanında hırsına karşı koyamadı,
Şimdiyse çok çok geç kaldı. 

İbret olsun bizlere,
Pala Mustafa'nın bu hali. 
Seçerken sevgiliyi, 
Unutmayın kırk kere düşünüp, bir kere biçmeyi. 
Yalandan yere üzmeyelim kimseyi. 

-SON-

Görüş: İnsanı hayatta iken nefsi sınav eder. Nefsine yenilmek istemiyorsam bilgili olmalısın, bilgili olmak için Allah'a yönelmelisin.
Trabzon, 1991
 
 
  Bugün siteyi 171026 ziyaretçi (366913 klik) bu sayfaları izledi.
© By MAliDA™ -o- Deutschland * 2007
 
 
Bu sitede yer alan tüm eserlerin telif hakları Murat Ali Davulcu'ya ait olup; yazılı izni olmaksızın başka bir yerde kullanılmaları yasaktır. © ßy MAliDA™
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol