- Köşede taş fırın, tezgahında taze sıcak ekmek, nede sarar onu şimdi, mis gibi tereyağı ile yemek, yanında da bir bardak çay, ne açık, ne demli, işte kahvaltımın değişmez lezzeti.
- Maraş caddesi boyunca tuhafiye dükkanları, sanki bir trenin vagonları... Aralarına serpişmiş bir kaç farklı ticarethane, halâ duran bakkal İsmail amcanın kırlaşmış gür saçları, kaybolmuş gitmiş, su böreği yediğimiz ahşap çerçeveli eski pastahane.
- Modernleşmiş, eskisi gibi değil kadınlar pazarı, ne arar isen orada, sebzesi, meyvesi, mandırası. Girişte solda otururdu pazarın kantarcısı, en hassas şekilde tartılırdı satıcının sattıkları. Dışarıda kasabı, toptancısı, manavı; kulakları çınlatıyor müşteriyi davet eden naraları.
- Akasyalar yerinde daha da dal salmışlar, merdivenli kahvenin bakır kazanında çay suyu kaynar, toptancı haline karşı kahvelerini yudumlar ihtiyarlar, yan tarafın da ofis kurmuş belediyeden zabıtalar.
- Kervansarayın yerinde 3 katlı koca banka, gömülü kalmış binlerce anı beton yığının altında. Hani o eski esnaflar Hacı Arif Hamam sokakta? Terki diyar etmişler birer birer zamanla. Yıllar gecmiş hızla, göz açıp kaparçasına.
27.Nisan.2015